22 Ekim 2011 Cumartesi

Nasıl bir gün böyle..

Gebeye tuşe yaptım, açıklık 7cm  herşey güzeldi muhabbet ediyoruz bir yandan ağrı takibi yapıyorum falan midem bulanıyor derken hooop üstüme istifra etti keşke sadece üstüme etseydi saçımdan ayak ucuma kadar kahvaltıda ne yediyse hepsi bende o derece. İşin ilginç yanı hala nasıl oldu anlamıyorum o yatarken ben ayaktayken aramızda da epey mesafe varken.. Şanslı olduğumu bilirdim de bu kadar şanslı olduğumu gerçekten bilmiyordum! Nasıl bir duygu olduğunu anlatmama gerek yok sanırım tuvalete gittiğimde korkudan aynaya bakamıyordum allahtan arkadaşlar birşeyler verdi üstüme altıma da ameliyathaneden yeşil verdiler de bir nebze rahatlayabildim derken daha üstümü giyemeden doğum başladı diye koştur koştur doğumu izlemeye girdik hiç ama hiç bu kadar etkilenceğimi düşünmemiştim doğumdan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum çıktığımda kadının sancıları, epizyotomi, kanlar hepsi ama hepsi beni çok korkuttu nasıl doğururum doğurur muyum bilmiyorum kasım kasım kasıldım araya çıktım bi baktım örümcek üstümde geziniyor bugün herşey beni buldu anlaşılan.. Anneyi gördüm sonradan doğumun iki saat ardından falan sanırım kocaman sandviç yiyordu ben öğlen yemeğini zar zor yedim.. Bu tıp, sağlık, hemşirelik gerçekten çok cesaret ve fedakarlık gerektiriyor ben bunu anladım hiç kolay değil! Sonra kızımızı gittim sevdim ağlattın beni zilli diye çemkirdim benim adımı ya adı ya göbek adı olarak koyacaklar galiba.. Ben hala günün şokundayım.. Tek kötü olan bunlar da değildi aslında bir de 4,5 aylık kürtajla alınmış ceninle (15cm kadar ama her şeyi var burun delikleri, gözü, ağzı, bacakları, kolları..) 9 aylık daha dün annesinin karnında vefat etmiş bebişi sezeryanla aldılar kefene sardılar çok ama çok üzücüydü

20 Ekim 2011 16:32

O gün gün boyu çok kötü geçti daha da kötü haberler aldım arkasından ama paylaşmak için şuan erken, paylaşır mıyım onu da bilemiyorum her neyse gece boyu da korkunç rüyalar gördüm doğurmaya çalışıyorum doğuramıyorum falan her şey kabus gibiydi

2 Ekim 2011 Pazar

Korkunç bir blog bu!

Hastaliktan geberiyorum salgin var galiba gogus agrim baslamis olsa da ben inatla doktora gitmeyip katarine devam ediyorum kendimi terletmeye calisiyorum falan eskiden doktor mu varmis sanki dimi :p salak ayfondan yazdigimdan imla yanlislarim bol ama yatakten cikamazken hazir su aklimdaki birkac blogu yazayim dedim simdi hic onlarla ugrasamiycigim affola :) gercekte yasadigim bir olayi anlatacagim etkilenecekler varsa hic okumasin beddua almak istemiyorum. Bundan sanirim 6 sene once falan gene alanyadayiz gecenin koru herkes uyumus ben villanin giris katinda yukari kata cikan merdivenlerin altindaki koltukta oturuyorum bir yandan da o zamanlar kankam sandigim kisiyle telde konusuyorum. Klasik bir alanya agustosu terlemeyeyim diye kucuk vantilatoru aciyorum o da hemen yanibasimda konusuyoruz kahkahalar falan birden birisinin merdivenlerin ust basamagina ayagini basip cektiginin gicirtisini duyuyorum ve bu gicirti birkac dk sonra tekrar oluyor korkuyorum ama yukari cikmaktan daha cok korkuyorum derken tekrar okuyor ve ben kankam nasolsa telefonda birsey olmaz deyip gicirtiyi duydugum an yukari firliyorum kim yapiyorsa sovecem cok fena ama herkes deliksiz uyuyor inanmayip yanlarina yaklasiyorum bizimkilerin ama kimsenin nefesi nabzi yeni kosmus gibi degil korkum artiyor asagi iniyorum konusmaya devam derken bu sefer bagrismalar duyuyorum tek bir ses yok anlamsiz konusmalar cocuk sesleri gibi ve tepismeler biri sanki ayaklarini yere vuruyor da vuruyor kalp krizi gecirmek uzereyim yusuf yusufum ama bir yandan da boyle birsey nasil olabilir diye yukari cikip bakmak istiyorum nefes alisverislerim artiyor suanki gibi gogsum sikisiyor ve tam o sirada yanimdaki vantilator tak diye duruyor vantilator nasil yavaslayarak durur hepimiz biliriz ama bu oyle degil sanki biri eliyle tak diye durdurmus gibi hem soktan hem sinirden yukari cikiyorum ayaklar zangir zangir titriyor her merdivende ama pes etmiyorum neler oldugunu gormeme iki uc merdiven kaldi... Heryer karariyor birden ve ben cigligi basiyorum ANNEEEEEEEEE!!! annem gelip aliyor beni merdivenlerden ne olgunu soruyor ama anlatmama gerek yok cunku hickimse boyle seylere inanmaz yok birsey annecim diyorum ve yatiyorum .. Oyle iste unutmamak istiyorum bu nedenle buraya yazdim aeo xd xd

30 Ağustos 2011 Salı

Bayram demek,


erken kalkmak demektir. Varsa paranız, yeni kıyafetler (ciciler) almak demektir.  Kahvaltıyı büyükanne ve babanın evinde yapmak, eğer yaşınız çok da geçkin değilse harçlık almak demektir. Eğer tek evin tek kızıysanız misafirlere çikolata ve kolonya tutmak demektir. Bayram benim için yer sofrasında yenilen yemektir, misafirlere ikram ederken arada mideye indirdiğin çikolatalardır, aldığın üç-beş harçlıktır, akraba ziyaretleridir, buram buram tüten çay ve nefis cevizli baklavadır. Keyfine doyum olmazzzz :) Hoşgeldin bayrammmmm!!



İyi Bayramlar! 。◕‿◕。

28 Ağustos 2011 Pazar

Gün Aşırı Blog: Gereksiz Bazı Şeyler..

  • Taksicilerin gelip –“Taksi lazım mı?” diye sorması.. olsa söyleriz heralde di mi sanki bulunmaz veli nimetler.

  • Blog yorumunları için kelime doğrulama koyulması gerçekten beni çileden çıkartıyor ki birçok kez o kelimeyi girme zahmetinde bulunmayayım diye yazdığım yorumu göndermeden sayfayı kapatıyorum.

  • Kapıyı çalıp odaya dalmak gayet gereksiz. Madem dalacaksın kapıyı çalma, ha madem incelik yapıp kapıyı çalacaksın dalma o zaman bir zahmet.

  • Turkcell’in gecenin köründe mesaj yollaması acayip can sıkıcı. Hele bir de uykunuzdan uyanmanıza sebep olmuşsa..

  • Kuaförün kırıkları temizliyorum ayağına saçlarını bir karış bırakması ve kendi beceriksizliğini kapatma çabası..

  • 9,99 tl,  14,99 tl, 59,99 tl gibi fiyatlar.. yapsana sen şunu 10, 15, 60. Sanki o 0,01 tl’yi geri veriyorsun da..


27 Ağustos 2011 Cumartesi

Bunlar çok şirin, kesinlikle denenmeli..!


Bu güzellikleri yapmak çok kolay ve gerçekten eğlenceli. Yaparken ara katlarda flormarın oje kurutucu spreyini kullandım. Yapımını video'dan izleyebilirsiniz eminim hemen şimdi siz de deneyeceksiniz :) Her renk oja ile denenebilir ki ben hızımı alamayıp öyle yaptım :)

Ebruliyi sevenleriniz vardır tıpkı benim gibi onlar için de bir video koyuyorum dün denedim. Yapması biraz güç, hemen hemen her oje ile oluyor, bir plastik kaba ihtiyacınız olacak tabak da olabilir. Oda sıcaklığında suyu bu tabağın içine koyuyoruz tırnağınızda görmek istediğiniz renkleri sırasıyla tek tek damlatacağız içine ancak öncelikle kapaklarını açık tutalım ki vaktimizden almasın. Tırnağımızın kenarını bant ile sarmamız gerekiyor normal bantlar işe yarıyor. Anlatması biraz güç videodan izleyin ve deneyin ancak hızlı olmanız lazım hızlı olmazsanız siz tırnağınızı suya sokana dek oje suyun üzerinde katılaşıyor. Kolay gelsin! :) Aşağıdaki videoda bant ile sarmamış ben size http://www.youtube.com/watch?v=D9A_9FH7e-A&feature=channel_video_title bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim ancak onu buraya koyamadım. Ve bir de gazete kağıdı baskılı modeli vermek istiyorum videoda çok güzel anlatmış. Sormak istediğiniz sorularınız olursa yorum olarak yazabilirsiniz.


18 Ağustos 2011 Perşembe

Çok Şirinsel Bir Gün!.

Bugün biricik kardeşimle(12) şirincikleri izlemeye gittik. Sonrasında börgırda menü yiyip şiştik tabi sinemadaki patlamış mısırları unutmamak lazım. Ondan sonra da Sıtarbucuksta ays mokalarımızı höpürdettik. Daha doğrusu içeride uzunca bir kuyruktan sonra oturacak yer bulamayıp kaldırımda höpürdettik. O ne kalabalık be öyle sanki bedava dağıtıyorlar bir de ekonomik kriz derler *yersen* ulan kahveye 8 tl bayılacak paran var amaaaa. Neyse kısacası mükemmel bir gündü zaten kardeşlerimle vakit geçirmek her zaman mükemmeldir benim için *itişmediğimizde*.

 Gelelim filme, tek kelime ile bayıldımmmm on kere yüz kere şirinleyebilirimmm. Ama şu filmde bile duygulandığım için *resmen ağlıyordum lan* kendime bir höh çüş oha demeyi de hakettim galiba. Şirin babaaaa seni çok seviyorum lan babammışın gibi seviyorum vallahi. Bu arada ben şirineyi Gargamelin yarattığını bilmiyordum ya da unutmuşum ya da çizgi filmin o kısmında uyuyakalmışım çocukken çok ayıpladım kendimi. Eğer hala filmi şirinlemediyseniz hemen şimdi koşarak şirinleyin derim!.

İmza: Annesi hala "rafadan yumurta yapayım mı kızım" deyince, "kaşıkla mı yenen o?" diye soran kız.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

erKEK milletinden ince olmalarını beklemeyin, ne de olsa hamurları kalın!.

Onlar doğa üstü varlıklar. Televizyon izlemek, kavga ve küfür etmek, masaya bacak uzatmak, göbek kaşımak için yaratılmışlar!. Ha bir de karıya kıza laf atmak!. Katıksız öküz derler ya bazıları hakkatten öyle. Oturduğu yeri toplamasını bilmez, yediği çanağı anca lavaboya taşır ki bazısı onu da yapmaz, kalk canım iş yap dediğinde "yok canım burada havalar iyi" diye ukalalık yapar, kirli çamaşırlarını oraya buraya atar. ErKEK milletinden bahsediyoruz tabii ki ve bu manzaralar da hiçbirimize uzak değil çok yakınımızdalar çoğumuzun. Kimimizin kardeşi, kimimizin kocası, sevgilisi, babası, çocuğu ama tablo hep aynı. Temizlik ve yemek yapan veyahut yardım eden erKEKlerin çoğu canım cicim yıllarında yaşadıktan sonra bir öküz gelip onları yiyor. Bekarın ise evine öküzü bağlasan durmaz, dursa da anca o kadar pisletir herhalde. Bulaşıklar yıkanmak için bir haftayı bekler, yıkananlar da kir ve yağ içindedir zaten. Televizyonun kumandası tuvaletten çıkar, koltuk altları ve araları kokuşmuş çorap doludur. Tanrım lütfen benim kocam ev işi, yemek yapan, anlayış sahibi birisi olsun yoksa ben evde kalıciiiimm :(

7 Ağustos 2011 Pazar

Memleketten kareler..

Başlığı önceden atarak kendini kısıtlarmışsın, sanırım zamanında aldığım edebiyat derslerinden öğrendiğim tek şey bu. Öhöm herneyse, bugünlerde dikkatimi en çok çeken şey herkesin elinde iphone4 olması.
Başka bir konu millet yazı görünce, denizi sevince oruç tutan kalmadı memlekette demek ki neymiş zoru görünce kaçan bir milletmişiz topluca, oysa ki dedelerimiz oruçluyken savaşa girmiş vay bee herşey ne kadar değişti. Tutucu değilim, çok dindar da değilim bir yapabildiğimiz Ramazan gelince oruç tutmak ama bazen aklıma düşüyor eğer atalarımız memleketin gelecekteki halini görse bu kadar derde düşerler miydi gerçekten. Bir toprağın altında yatanları düşünüyorum bir de toprağın üstünde hayasızca duranları, kızını, kardeşini, toprağını satanları.. Her milletin kötüsü var ama bizde yaşananlar bir başka kötü ya. Evinin içinden bebeğini çalmışlar birisinin haberlerde okumuştum, Gs üniversitesinden bir kızı asansör çıkışı birisi baltayla kafasını kesip öldürmüştü, küçücük bebeğe tecavüz edenleri falan.. Böylelerini n'apmak lazım insanlığa ibret olsun diye, taşlamak falan mı yoksa pipisini kesmek falan mı. Ben hepsine tamam derim, tamam ki niceleri olmasın artık yeter!.

4 Ağustos 2011 Perşembe

Öyleydik böyle olduk

3. Katta oturuyoruz ama arka cepheden bakınca 5. Annemler alışverişe giderken bizi evde bırakırlardı, daha doğrusu biz gitmek istemezdik. Ne gidicem domates, yoğurt almaya dimi. Onun yerine biz kardeşimle saçma sapan şeyler yapardık evdeki yokluğu fırsat bilerek. Bi'keresinde yumurta fırlatmıştık aşağıya insanları korkutmak adına ama sonra nasıl olduysa kapıcı bizi yakalayıp annemlere ispiriklemişti. Bikeresinde de sığınağa inip boya dolu kutulara ellerimizi daldırıp daldırıp sığınağın duvarlarına şekiller yapmıştık. Gene kapıcı yakaladı. Bizim kapıcı maşallah kapıcı değil ajan ajan uyuz herif. Kardeşimle hep böyle pislikler yapardık, ne biçim ablayım ben yahu yap-maaa diyeceğime hadi yapalım diyorum. Ama it gibi birbirimizi de yerdik çok. Bu nedenledir ki evdeki bebeklerimin hepsinin saçları kesiktir. Hangi öküz kesti demiyorum, ateri kasetlerini kırıp camdan aşağıya atınca direkt bebeklerime saldırırdı hayvan :D

El izi fotosu koyayım dedim bunu buldum hahahah bunu yapanın aklını seveyim ışşhhh :D :D HAH

Sonra evet garip bir çocuktum ben. Çok iyi hatırlıyorum hep bir ada çizerdim, tek başıma adada yaşama planları falan. Ne kadarda bir gitsem şehre ne kadarda bir ne alsam, nasıl geçinsem, hangi hayvanları beslesem, hangi bitkileri diksem, hangi mevsimde hangisi olur hepsini ince ince düşünür maliyetlerini hesaplardım. Sanırım bu yüzden tüm gün Cityville oynuyorum. Var mıdır acaba böyle başka ince planlar yapanlar merak ediyorum....

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Hergün yeni bir pampişş

Efennim öncelikle upuzun sofraların kurulacağı, muhabbetin tatlanacağı, iyilik ve sabrımızın taçlanacağı bin-biiiir ayın sultanı Ramazan ayımız herkese hayırlı olsun :) Orucunuzu tutarken, küfrünüzü de tutun, haketse de bazıları etmeyin tamam mı mesela şöyle; kumda topuklu ayakkabı giyene biz ne diyoruz G___z___lı ama Ramazanın hatırına diyor muyuz demiyoruz gülüp geçiyoruz haha :P

Şimdilerde çok popülerite kazandığını düşünen bazı arkadaşlarım var takma çakma renk saçlar, tırnaklar, lens gözlerle falan.. bilmiyorlar mı ki acep artık doğallık büyülüyor, takmayla çakmayla herkes güzel oluyorrr :)

Ben şimdi feyste fotomu otuz kere imlesem acaba daha çok beğenilir mi kiiii hahah durum çok vahim gençler!


Ben sana aşık oldum, en kısa zamanda gözümdesin bebek (A)

Geçen gün bitane ha_zo gördüm, elini deniz şortunun içine attı, kı_ını kaşıdı da kaşıdı vayyy be insanlar ne genişlemiş artık ulu-orta olup olmamasına da bakmıyor! o.O


Bu güzelliği ben yarattım, üstüne de yedimmmm çok acımasızım ama ağzımın tadını da biliyorum :P

19 Temmuz 2011 Salı

Abi, abla..??!.

Ne sıcak kanlı milletiz yahu, herkes bizim için abla, abi, amca, teyze.. bazılarımız işi daha da abartıp anne falan diyor hatta. Aslında bazen düşünüyorum da hiç doğru değil, samimiyeti yansıtmak için kullansak da dilimize yapışıyor bu kelimeler, sonra bir türlü kurtulamıyoruz yükünden. Kelimenin hakkını hakkı olana vermeliyiz biraz da. Ayrıca yarın öbür gün iş hayatında o kadar zor oluyor ki bu yapışkan kültürden arınmak, en iyisi böyle bir adete hiç kendimizi alıştırmamak. Bakkalcı amca, sucu abi, karşı dairede oturan teyze.. Herkes hanımefendi, herkes beyefendi olsa olmaz mı?..

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Saçmalamasyonlardan..


       Kadınlar erkeklerin pantolonunu aldı erkekler de kadınların renklerini.. mağazalarda bakıyorum güzelim pembeler, nar çiçekleri falan erkek bodyleri olmuş, üzülüyorum inan ki..

       Tüneldeki hız limiti nedeniyle milyonlarca kişiye ceza gelmiş birtanesi de babam.. ne kadar kurallara uymayan bir milletiz yahu!

       Güven ruh gibidir, çıktığı bedene tekrar geri girmez..

       İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı, sonra gözlerimi bir açıyorum cüzdan yok lkjfdsklgjklsdj :D 



1 Temmuz 2011 Cuma

İnsanları hiç anlamıyorum..

Kimden ne tür zarar gelebileceğini az çok tahmin edebiliyorum ama gene de yeni karşılaştığım olaylar beni hala şoke edebiliyor. Oldum olası iyi akraba ilişkileri olanlara imrenirim. Hiç kavga yok, kardeşler, kuzenler iç içe, buluşmalarda iş bölümü var falan..Ama yok bizde öyle bir şey. Sürekli bir rekabet, sürekli bir tartışma, küsme, sanki kardeşi değil düşmanı mübarek. En son olan olaylar aynen şu şekilde; kuzenimin oğlu 2 yaşında bu yıl 3 olacak, Hollanda'dan 2ayda 1 falan gelir annesiyle babasıyla. İşte bu gelişinde neymiş efendim anneannem 100lira değil de 50lira takmış küçücük çocuğa kıyamet koptu. Bir daha suratını görmek istemiyormuş hanımefendi. Bu ne kin, bu ne hırs, bu ne kibir ya. Trilyonları olan bir insan 50lira için annesini siliyor. Ne kötü anneler var ya da durumu falan yok hiç para takmıyor, evlatlar sanki anneleri takmış gibi al oğlum bu anneanneden deyip çıkarıp veriyor parayı cebinden yalan mı..kimileri torun sevgisi nedir bilmiyor.

Mesela babaannem.. bu kelimeyi söylememi bile hakketmiyor aslında. 21 yaşına gireceğim şurada 24 gün kaldı hayatım boyunca 1 kere başımı okşamış-lığı yoktur. Babam gitti kendi istedikleri kızla değil de annemle evlendi diye olduk olası bizden nefret ettiler. Sanki başka bir beraberliğin çocuklarıymışız gibi, sanki onun soyundan gelmiyor muşuz gibi davrandılar bize sürekli.. arkamızdan yugoslav piçleri dediğini hatırlıyorum bir keresinde. İlişkileri kestik 5-6 yıl oldu sanırım. Sadece babam gidip geliyor, onda da geçen gidişinde mal varlığını sormuşlar adamın resmen öldüğünde bize ne kadar düşecek söyle de mirasımızı hesaplayalım demişler. Tüylerim diken diken oldu. Bir anne, bir babaanne ki çocuğunun, torununun ölüm planlarını yapıyor. Artık ben ne diyeyim Allah bizi önce korusun, sonra da onları ıslah etsin...

26 Haziran 2011 Pazar

Öyle böyle şöyle..

Korku dolu bir rüya gördüğünde gider lavaboya suyu açar, ona anlatırmışsın..akıp gidermiş sıkıntın. Mantıklı ama kim kıçını kaldırıp da o sıcacık yatağından çıkacak, ben dönüp yatıyorum gene..

Gazeteleri tersinden okumaya başlıyorum. Nedeni az buçuk arap genlerim mi yoksa eskiden kalma spor meraklarım mı bilemiyorum..



Kullanılmayan eşyaların etrafa negatif yük saçtığını bildiğim halde, eşyalarımı belki bir gün kullanırım diye etrafıma sıkış sıkış koyuyorum. Her şeyi alırım ama atmaya kıyamam. Kocaman bir evim ve temizlikçim olsa anca beni paklar..

Aynı zamanda kalabalık fobim var. İnsanlar sanki benim oksijenimi tüketiyormuş gibi hissediyorum, hele bir de otobüste isem resmen aldıkları nefesi sayıyorum biri fazla alsa sıkcam boğazını sanki. Herkes hasta.

21 Haziran 2011 Salı

Görünüşe aldanmamak gerekir..

"Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir.. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir..." 


Ne kadar güzel söylemişler..

16 Haziran 2011 Perşembe

Kupa nedir Fener?


dünyanın dört bir köşesinde
söylediler 40 farklı dilde
hepsi de çok güzeldi amma
şimdi bu şeklini de dinle



doğarken küçüçük 
önce emekledi

yürüdü büyüdü bu coçuklar

ilk orta liseye 
gidip bitirdiler

yinede hiç kupa görmediler

fakülte doktara 
mastırı verdiler

yinede hiç kupa görmediler

vatan için onlar 
askere gittiler

döndüğünde kupa görmediler

birini sevdiler 
hatta evlendiler

ama yine kupa görmediler

bebekleri oldu 
yaş yirmidokuzdu

başlarını hep öne eğdiler

kupa nedir fener
kupa nedir fener
kupa nedir
kupa nedir fener

zavallısın fener
zavallısın fener
sana nice kupasız seneler.

BESTE: Mustafa ÇIRAKOĞLU
Seslendiren : Yusuf HELVACI

8 Haziran 2011 Çarşamba

Hoca Türleri

Lise yıllarımda pedagoji dersleri almış biri olarak ve toplamda sanırım şu yaşıma kadar 100'den fazla hoca tanıyarak izlenimlerimi yazmak istedim, tüm hocalara selam olsun!.

**Notları cebinden veren hoca tipi; puanlarını cebinden verirmişçesine, sanki kendinden azalırmışçasına kıttır puanları. Kırdıkları puandan haz duyarlar. Birçok öğrencinin nefret odağıdırlar.

**Dersten bırakıp özel derste soruları veren hoca tipi; cebine girecek paraya bakar, gerisi umurunda değildir. Sınavdan 20alıp kalan kişinin bütte birden 90 almasıyla karakterizedir.

**Tahtayı sildiren, camı kapattıran hoca tipi; allahım ne çok vardı bunlardan üni.ye kadar her evrede eminim hala da vardır. Kendilerini pek bir şey zannederler pek bir hanım evladıdırlar öğrencinin etini kemiğini sömürürler.



**Geri bildirime açık olduğunu söyleyip trip yapan hoca tipi; biraz gariptir her defasında geri bildirim vereyim bu defa trip yapmayacak galiba dediğin ama hep yanıldığın hoca tipidir. Geri bildirim verdiğine pişman olursun, çocuk gibi trip yaparlar!

**Kendini sizinle kıyaslayan hoca tipi; kilosunu, saç rengini, becerisini her bi bokunu sizinle  kıyaslar. İç savaş yaşar sürekli içinde ve her ne kadar öğrencilere itibar etmese de ölümüne kıskanır.

**Evde kalmış hoca tipi; en tehlikelisi! Ben gerçekten bunu bilir bunu söylerim. Genç ve güzelseniz hele de bir düzenli ilişkiniz varsa ne bileyim böyle söz, nişan yüzüğünüz falan varsa işiniz bitti, kartal sizi gözüne kestirdi demektir. Açığınızı bulmak için var gücüyle çalışır. Agresiflerdir. Çoğu kariyer delisi olur, kocam yok ama kariyerim var demek içindir oysa. Çocuğu olmadığından acayip acımasız olabilir, öğrencinin gözünün yaşına bakmaz.

**Çok sevilen hoca tipi; sınıfın doluluğuna bakmaz. Öğrencileri zorla sınıfa hapsetmez. Sınıfın doluluğu onun haz kaynağı değildir. Yoklama derdi yoktur hatta kimileri sınav bile yapmaz, ödev falan verir. Canlarım benim, vallahi seviyorum(z)

7 Haziran 2011 Salı

Ordan burdan notlar işte

**Bence okumak, başka seçeneği olmayanların yaptığı iş. Tıpkı benim gibi.. Gönül isterdi ki şöyle muhteşem resimler çizebilmek, macera kitapları falan yazabilmek ya da bol paralı olup ülke ülke gezmek ama kader işte n'aparsın?! :)

**Teyzemle annem geçen gün konuşuyorlar ben de dinliyorum teyzem diyor ki "babam tenekeden parayı çekmiş" allah allah diyorum içimden ne bu teneke kumbara falan mı yoksa banka mı meğersem bildiğin taksiymiş, tenekeden parayı çekmek ise taksi plakasından parayı çekmekmiş hay allah kırk yıl düşünsem aklıma gelmez!

**Günümüz haberleri şu şekilde olacak artık: Flaş flaş flaş boşanan çiftin ortak facebook hesabı mahkeme kararıyla bayan tarafına bırakıldı, erkek tarafı ise hesaba sadece pazar günleri girebilecek!!

**Peki koyuna çığlık maskesini giydirmek kimin aklına gelebilir tabii ki kahraman Türk milletinin! Gül gül öldüm gerçekten, çevredeki koyunlarda kaçıyor deli gibi zavallıcıklar kıyamam! :D

Ben bunları çok beğendim Vol-l













6 Haziran 2011 Pazartesi

Annemlerin Kamyon Macerası

Geçen gün annemler ben tavuk severim diye bizim site üstüne çıkmışlardı başlarına gelmeyen kalmamış. Hem ürkütücü hem de komik. Dinlerken yer yer tüylerim diken diken oldu yer yer de kahkahayı bastım. Bunlar arabanın içindeyken büyük kamyonun teki gelmiş soldan doğru sürüklemiş arabayı sonra da kaçmış.

 Babamın sinirli bi yapısı vardır Off'lu değil ama gene de sinirli baya yani neyse takılmış adamın peşine arabayla durdurmaya çalışıyor "Kardeş dursana hop hey bana çarptın" diye. Adam durmamış gitmeye devam etmiş camdan da "Sen bana çarptın" demiş bir de üstüne. Bizimkiler daha da sinirlenmiş bunun üzerine takibe başlamışlar. Kamyon neye bizimkiler oraya. Annemde bir panik beni arıyor polisin numarasını söyle diye. Kadın stresten 115'i unutmuş düşünün yani. Neyse verdim numarayı aramış polisi böyle böyle bize bir kamyon çarptı durmuyor da n'apalım demiş. Polis de doğru yapıyorsunuz takip edin, hangi yoldasınız nereye gidiyorsunuz falan diye sormuş kamyonun plakasını istemiş. Tabi annem ne bilsin bunların 2 tane plakası olduğunu, öndeki ayrı römorkun plakası ayrı, kadıncağız römorkun plakasını vermiş polis demiş ki önüne geçin diğer plakayı da verin. Düşün bak o trafikte bunlar kamyonun önüne geçip plakayı almışlar bir de cesarete bak iyi dedim bir de size arkadan geçirmedi kamyon :D Neyse plakayı vermiş polise bizimki o sırada kamyon yavaşlamış 2 adam atlamış içine. Annemde korku artmış tabi kesin bizi döve döve öldürecekler bunlar demiş ama babam vazgeçer mi gözünü öfke bürümüş bir kere.

Kamyon garajına gelmişler. İçeriye girdiklerinde bizimkiler arabanın çevresini 10 kişi falan sarmış. Annem bildiği tüm duaları okurken polis aramış biz buradayız siz neredesiniz diye. Sonra neyseki 2 araba dolusu polis gelmiş de kurtarmış. Artık orda onların başına ne gelirdi bilinmez ama gerçekten Amerikan filmlerini aratmamış yani ekşın da ekşın. Polis demiş aranızda anlaşın adam ne dese beğenirsiniz "o bana çarptı kaskodan para alabilmek için senin bana çarptığını söyle tutanak tutalım dedi" demiş. Annem de çakal "Aa tamamen yalan araştırılsın bizim kaskomuz yok!" demiş de kimin ak kimin kara olduğu belli olmuş. En sonunda adamlar olay mahkemeye taşınmasın diye suçu kabul etmişler.

Şimdi düşünüyorum da iyi ki babamın yanında annem de varmış. Çiftler birbirini tamamlamak için değil mi. Annem olmasaydı babamın aklına asla polisi aramak gelmezdi, gelse bile aramazdı. Kasko falan da aklına gelmemiş adamın zaten. Aman siz siz olun bence kamyon falan çarparsa kovalamayın ya da arkanıza polisi alın yoksa pirince giderken eldeki bulgurdan da tavuktan da olabilirsiniz! :)

6 Mart 2011 Pazar

For the most beautiful mother of the worlds! ♥

All my life you were there for me and also you will be as long as you can. "Mother" is a simple word but to me, there's meaning a part of heart. I began to love with you, you were the first love for me and you taught me to love nature, love people, love God.. I dont want you to left me never mom, your arms are paradise to me. When i smell your beauty skin and touch it, i feel i am safe, i feel someone is here for care me. One day, when i be a mom, i hope i can be a mom as like you mommy. I hope i can care my children as like you did always and i hope   my children can love me as like i love you. The greatest love in this word,  the love between mothers and children. Maybe i am not a baby not but i need you always as in need of a baby's mother.Glad you exist mommy! I adore you! ♥ ♥ ♥